22 Kasım 2011 tarihinde yürürlüğe giren ve http://www.guvenlinet.org adresinde bilgileri sunulan hizmet büyük tepkilere neden olmuştu. Bu hizmet ile amaç çocukları ve gençleri zaralı içeriklere karşı korumak idi. Gerek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) gerekse hükümet daha önceki uygulamalardan dolayı endişelerin yersiz olduğuna insanları bir türlü ikna edememişti. Güvenli İnternet ile ilgili yayın yapan Microsoft ile Habertürk Gazetesinin desteklediği http://guvenliinternet.org ve yine Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'nın http://www.guvenliweb.org.tr siteleri mevcuttur. Ayrıca bu konuya yakın sayılacak Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Uluslararası Sempozyumu düzenleniyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Güvenli İnternet hakkında çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda 7 Şubat 2012 günü yapılan Güvenli İnternet Günü(GİG) adında bir organizasyon idi. Güvenli İnternet Günü(GİG) hakkında detaylı bilgiyi http://www.gig.org.tr adresinden bulabilirsiniz.
BTK'nın Anlattığı Güvenli İnternet
BTK Güvenli İnternet hizmetinde 3 paket bulunduğunu ve internet kullanmak isteyenlerin bunlardan birini tercih etmek zorunda kaldığını söylüyor. Bu profiller kısaca şöyle:
Çocuk profiline ilişkin listedeki alan adı, alt alan adı, IP adresi ve portlara abonenin erişiminin sağlandığı profildir.
Pedagoji, sosyoloji ve psikoloji alanlarında uzman akademisyenlerin bulunduğu bir komisyon tarafından belirlenen kriterlere uygun kategorilerdeki sitelere erişilebilen profildir.
Çocuk profili ile eğitim,ödev, bankacılık uygulamaları, alışveriş, müzik-oyun-eğlence, haber, e-posta, resmi ve kamu siteleri,tatil, özel şirketler, eğitim kurumları, e-devlet gibi pek çok farklı türden siteye erişebilirsiniz.
Aile profiline ilişkin listedeki alan adı, alt alan adı, IP adresi ve portlara abonenin erişiminin sağlanmadığı profildir.
Kumar, uyuşturucu, fuhuş, müstehcenlik, şiddet, terör, dolandırıcılık, zararlı yazılım gibi kategorilerdeki siteleri engelleyen profildir.
Çocuk profiline ek olarak kişisel sitelere, forum ve paylaşım sitelerine erişim sunar.
Ayrıca sosyal medya, oyun ve sohbet kategorilerini ise ayrı ayrı seçme imkanı sunar.
Çocuk ve Aile Profillerine dahil olmayacaklar eskisi gibi interneti kullanmaya devam edecek.
Peki bu ne kadar doğru?
Şuana kadar söylenenin aksi olduğunu gösterir bir durum yaşanmadı. Zaten mevcut mevzuata göre istenen sitenin erişimi engellendiğine göre ilave bir değişikliğe gerek yok. Eee o zaman nereden çıktı bu güvenli internet ve tartışmalar derseniz bunun birkaç sebebi var.
Daha önceki BTK uygulamalarından dolayı karşı çıkanları ben de anlıyorum ve onlara hak veriyorum. Ancak bu kişilerin sayıları çok azdır.
Siyasi olarak tepki gösterenler ise zaten her türlü değişikliğe zaten karşı olan kesimdir. Bunların sayıları ise gözlemlerime göre tepki gösterenlerin %50'si kadar olduğunu tahmin ediyorum. Ayrıca bunlara misyonerlik çalışmaları içinde olanlarıda dahil edersek yanlış olmaz sanırım.
Çıkarlarına ters düşüp maddi kayba uğrayacakların sayıları az olmasına rağmen parasal güçlerinden dolayı seslerini ençok duyuran kesimdir. Bunlar güvenlik yazılımı firmaları ve porno sektörüdür. Bu iki sektöre çok büyük darbe anlamına gelen güvenli internet bunları rahatsız etmişlerdir.
Bunu fırsat bilip rant elde etme peşinde olanların sayılarıda fazla değildir ve bu kişiler zaten siyasi görüşlerinden dolayıda güvenli internete karşı çıkanlardan bir kısmını oluşturur. Bunlarında medya güçleri çok fazladır ve bunu bir silah olarak kullanırlar. Bu nedenle mensubu oldukları oluşum, site, dernek v.s. için reklam peşine düşerler. Hemen hemen her yerde karşınıza çıkarlar.
Buraya kadar ki kısım gelişmeleri özetlemek ve anlamaya çalışmak idi. Şimdi gelelim güvenli internetin avantajlarına ve dezavantajlarına
Herşeyin İstanbul'dan ibaret olduğunu düşünenlere kötü haberim var. Diğer il'lerde bırakın interneti pc'yi açamayan milyonlar insan var ve bunlar internet kullanıyor daha doğrusu facebook ve youtube'a girerek internet kullandıklarını düşünüyor. İddia ediyorum ki Türkiye'de bilinçli olarak internet kullanan kişi sayısı inanamayacaksınız ama 200 000'i geçmez. Bu da bize özellikle küçük çocukları olanlar bilir okullarda artık ödevlerin bir çoğu internet ağırlıklı veriliyor ve çocuklar internete girmek zorunda kalıyor. Her zaman internet başında çocukların yanında olamayabileceğimiz için çocukların karşılarına neler çıkacağını garanti edemeyiz. Böyle durumlarda da kendi güvenliğini kendi alsın diyorlar. Daha milyonlarca kişi format atıp sistem kurmayı bilmeyen bir ülkede bunu yapmak için bilgi sahibi kişilere ihtiyaç var. Bu da insanlara ek bir masraf getiriyor. Asgari ücretlerle çalışan insanlar için bu paralar önemli iken devlet böyle bir hizmet sunduğunda kendi istekleri ile gönüllü olarak neden girmesinler. Zaten girdikleri siteler facebook ve youtube'dan ibaret olan insanlar için hangi site kapatılmış hangisi kapatılmamış umrunda değil. Bunun en basit örneğini Güvenli İnternete karşı yapılan yürüyüşte gördük. Neredeyse İstanbul harici illerde yürüyüş yapılmadı.
Olaya diğer taraftan bakalım. Güvenli İnterneti sansür olarak algılarsak bu seferde hiçbirşeyden habersiz bir toplum yetiştirmiş oluruz. Bugün erişilebilen sitelere yarın yayınını beğenmedik diye sessiz sedasız erişimin kapatılmayacağının garantisi yok. Bunun yanında toplumun nasıl cinsel yönden bilgisi az olduğu gibi bilgi yönünden de az olacak ve şimdi az bir dekolte giyen kadına yiyecek gibi bakanlar gibi yarın güvenli internet ile yetişen nesilden nasıl sonuç çıkar bilemem. Ayrıca hangi siteler kime göre zararlı? bunun tespiti nasıl yapılıyor ve kimler yapacak? Peki genel profilde gerçekten sadece mahkeme kararları ile kapatılan siteler mi engelleniyor? Hatırlarsanız TTNET, 01.01.2011, 27.06.2011 ve 05.07.2011 tarihlerinde, adli mercilerce koruma tedbiri veya Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından idari tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararları bulunmamasına rağmen youtube.com, izlesene.com, fileserve.com, rapidshare.com, vimeo.com, akormerkezi.com, tahribat.com sitelerine erişimi engellemişti. BTK'da buna komik bir ceza kesmişti. Peki bunlar popüler sitelerdi ve hemen farkedildi. Ya fark edilmeyenler varsa? Yada bunun tekrarı olmayacağının garantisi nedir? Çünkü verilen ceza oldukça komik.
Diğer taraftan sansüre karşı olanlar nedense hep müzik, film ve spor müsabakalarından dolayı kapatılan telif ve yayın haklarında dolayı kapatılmaları öne sürüyor. Peki bu kişilerin çalışmaları bir şekilde ele geçirilip en ayrıntılı biçimde yayınlansa o zamanda karşı çıkarlar mı? Veya bu kişiler kırılmış program v.s. kullanıyorlar mı? Ben sansüre karşıyım ama işime geldiği gibi değil. Bir hak var ise hakkını arayanın yaptırmış olduğu sansürlemeyi ne kadar hoşuma gitmesede doğru buluyorum. Sorun o sansürlemede değil bizim mevzuatlarda ve hala doğru dürüst bilişim suçları konusunda bir birimin olmaması ile bunlara bakacak mahkemelerin kurulmamasında. Bu nedenle kararı veren makamlar bilgisizce hatta bazen harf hataları ile sansürleme yapabiliyorlar. Bir de bunları yayınlayan site yöneticilerine yaptırım uygulayamama var. Mesela blogger'da yayına sürülen bir blogdaki içeriği kaldırtamayıp tümüyle bloggerı engellemek daha kolay geliyor. Benzer şekilde yıllarca youtube ile yaşandı ve insanlar yine youtube erişti. Ayrıca terör örgülerinin yayınlarına karşı olan sansürlemelerde bir şekilde aşılıyor ama devlet burada herkesin erişmesi yerine ne kadar az kişi erişirse o kadar başarılıdır diye düşünüyor.
Sonuç olarak benim görüşüm Güvenli İnternet seçeneğinin de sunulmasıdır. Umarım ileri ki yıllarda ülkemiz daha iyi duruma gelirde böyle yöntemlere gerek kalmaz. Tam olarak bilgim yok ama benzer uygulamalar yurtdışında da mevcut. Ayrıca biran önce mevcut kanunların ve yetkili kurumların elden geçirilerek haksız yere veya yanlışlıkla sansürlemenin de önüne geçilmesi gerekiyor. Unutmayın ki %100 özgürlük diye birşey yoktur. Genel kural olarak "Bir kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter" ve toplum olarak yaşamak bir dizi kuralların olmasını gerektirir. Ayrıca bir şey suç ise nerede işlendiğinin önemi yoktur. Tabi ki engeller aşılır ama herkesin erişmesi yerine sınırlı sayıda kişilerin erişmesi tercih edilir.
Dipnot: Almanya ve İtalya'da internetin filtrelenmesi zorunludur. Uygulama tüm ülke nüfusu tarafından kullanılıyor ve tüm yasal olmayan ve suç barındıran içerikler kaldırılıyor. Avrupa Birliği’ne üye bazı ülkelerde cinsel istismar içeren içerikler zorunlu filtrelemeye maruz kalmaktadır. ABD ve Kanada'da Çocukları İnternetten Korunma Kanunu var. Kanada, Danimarka, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İngiltere gibi bazı ülkelerde yürürlüğe konan öz ve karşılıklı denetim anlaşmaları kapsamında cinsel istismar içeren görseller ve içerikler internet servis sağlayıcılar tarafından filtrelenmektedir.. Yeni Zelanda İç İşleri Bakanlığı Dijital Çocuk Sömürgeciliği Filtreleme Sistemi ile cinsel istismar barındıran zararlı içerikleri engellemek için internet servis sağlayıcılarını desteklemektedir. İngiltere Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Programı filtreleme araçlarına güven inşa etmek adına hizmet veriyor. Daha detaylı bilgi için buraya bakınız.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Güvenli İnternet hakkında çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda 7 Şubat 2012 günü yapılan Güvenli İnternet Günü(GİG) adında bir organizasyon idi. Güvenli İnternet Günü(GİG) hakkında detaylı bilgiyi http://www.gig.org.tr adresinden bulabilirsiniz.
BTK'nın Anlattığı Güvenli İnternet
BTK Güvenli İnternet hizmetinde 3 paket bulunduğunu ve internet kullanmak isteyenlerin bunlardan birini tercih etmek zorunda kaldığını söylüyor. Bu profiller kısaca şöyle:
Çocuk profiline ilişkin listedeki alan adı, alt alan adı, IP adresi ve portlara abonenin erişiminin sağlandığı profildir.
Pedagoji, sosyoloji ve psikoloji alanlarında uzman akademisyenlerin bulunduğu bir komisyon tarafından belirlenen kriterlere uygun kategorilerdeki sitelere erişilebilen profildir.
Çocuk profili ile eğitim,ödev, bankacılık uygulamaları, alışveriş, müzik-oyun-eğlence, haber, e-posta, resmi ve kamu siteleri,tatil, özel şirketler, eğitim kurumları, e-devlet gibi pek çok farklı türden siteye erişebilirsiniz.
Aile profiline ilişkin listedeki alan adı, alt alan adı, IP adresi ve portlara abonenin erişiminin sağlanmadığı profildir.
Kumar, uyuşturucu, fuhuş, müstehcenlik, şiddet, terör, dolandırıcılık, zararlı yazılım gibi kategorilerdeki siteleri engelleyen profildir.
Çocuk profiline ek olarak kişisel sitelere, forum ve paylaşım sitelerine erişim sunar.
Ayrıca sosyal medya, oyun ve sohbet kategorilerini ise ayrı ayrı seçme imkanı sunar.
Çocuk ve Aile Profillerine dahil olmayacaklar eskisi gibi interneti kullanmaya devam edecek.
Peki bu ne kadar doğru?
Şuana kadar söylenenin aksi olduğunu gösterir bir durum yaşanmadı. Zaten mevcut mevzuata göre istenen sitenin erişimi engellendiğine göre ilave bir değişikliğe gerek yok. Eee o zaman nereden çıktı bu güvenli internet ve tartışmalar derseniz bunun birkaç sebebi var.
- Daha önceki BTK uygulamalarından dolayı endişeli olarak tepki gösterenler
- İşi siyasi olarak algılayıp o yönde tepki gösterenler
- Çıkarlarına ters düşüp maddi kayba uğrayacaklar
- Bunu fırsat bilip rant elde etme peşinde olanlar
Daha önceki BTK uygulamalarından dolayı karşı çıkanları ben de anlıyorum ve onlara hak veriyorum. Ancak bu kişilerin sayıları çok azdır.
Siyasi olarak tepki gösterenler ise zaten her türlü değişikliğe zaten karşı olan kesimdir. Bunların sayıları ise gözlemlerime göre tepki gösterenlerin %50'si kadar olduğunu tahmin ediyorum. Ayrıca bunlara misyonerlik çalışmaları içinde olanlarıda dahil edersek yanlış olmaz sanırım.
Çıkarlarına ters düşüp maddi kayba uğrayacakların sayıları az olmasına rağmen parasal güçlerinden dolayı seslerini ençok duyuran kesimdir. Bunlar güvenlik yazılımı firmaları ve porno sektörüdür. Bu iki sektöre çok büyük darbe anlamına gelen güvenli internet bunları rahatsız etmişlerdir.
Bunu fırsat bilip rant elde etme peşinde olanların sayılarıda fazla değildir ve bu kişiler zaten siyasi görüşlerinden dolayıda güvenli internete karşı çıkanlardan bir kısmını oluşturur. Bunlarında medya güçleri çok fazladır ve bunu bir silah olarak kullanırlar. Bu nedenle mensubu oldukları oluşum, site, dernek v.s. için reklam peşine düşerler. Hemen hemen her yerde karşınıza çıkarlar.
Buraya kadar ki kısım gelişmeleri özetlemek ve anlamaya çalışmak idi. Şimdi gelelim güvenli internetin avantajlarına ve dezavantajlarına
Herşeyin İstanbul'dan ibaret olduğunu düşünenlere kötü haberim var. Diğer il'lerde bırakın interneti pc'yi açamayan milyonlar insan var ve bunlar internet kullanıyor daha doğrusu facebook ve youtube'a girerek internet kullandıklarını düşünüyor. İddia ediyorum ki Türkiye'de bilinçli olarak internet kullanan kişi sayısı inanamayacaksınız ama 200 000'i geçmez. Bu da bize özellikle küçük çocukları olanlar bilir okullarda artık ödevlerin bir çoğu internet ağırlıklı veriliyor ve çocuklar internete girmek zorunda kalıyor. Her zaman internet başında çocukların yanında olamayabileceğimiz için çocukların karşılarına neler çıkacağını garanti edemeyiz. Böyle durumlarda da kendi güvenliğini kendi alsın diyorlar. Daha milyonlarca kişi format atıp sistem kurmayı bilmeyen bir ülkede bunu yapmak için bilgi sahibi kişilere ihtiyaç var. Bu da insanlara ek bir masraf getiriyor. Asgari ücretlerle çalışan insanlar için bu paralar önemli iken devlet böyle bir hizmet sunduğunda kendi istekleri ile gönüllü olarak neden girmesinler. Zaten girdikleri siteler facebook ve youtube'dan ibaret olan insanlar için hangi site kapatılmış hangisi kapatılmamış umrunda değil. Bunun en basit örneğini Güvenli İnternete karşı yapılan yürüyüşte gördük. Neredeyse İstanbul harici illerde yürüyüş yapılmadı.
Olaya diğer taraftan bakalım. Güvenli İnterneti sansür olarak algılarsak bu seferde hiçbirşeyden habersiz bir toplum yetiştirmiş oluruz. Bugün erişilebilen sitelere yarın yayınını beğenmedik diye sessiz sedasız erişimin kapatılmayacağının garantisi yok. Bunun yanında toplumun nasıl cinsel yönden bilgisi az olduğu gibi bilgi yönünden de az olacak ve şimdi az bir dekolte giyen kadına yiyecek gibi bakanlar gibi yarın güvenli internet ile yetişen nesilden nasıl sonuç çıkar bilemem. Ayrıca hangi siteler kime göre zararlı? bunun tespiti nasıl yapılıyor ve kimler yapacak? Peki genel profilde gerçekten sadece mahkeme kararları ile kapatılan siteler mi engelleniyor? Hatırlarsanız TTNET, 01.01.2011, 27.06.2011 ve 05.07.2011 tarihlerinde, adli mercilerce koruma tedbiri veya Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından idari tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararları bulunmamasına rağmen youtube.com, izlesene.com, fileserve.com, rapidshare.com, vimeo.com, akormerkezi.com, tahribat.com sitelerine erişimi engellemişti. BTK'da buna komik bir ceza kesmişti. Peki bunlar popüler sitelerdi ve hemen farkedildi. Ya fark edilmeyenler varsa? Yada bunun tekrarı olmayacağının garantisi nedir? Çünkü verilen ceza oldukça komik.
Diğer taraftan sansüre karşı olanlar nedense hep müzik, film ve spor müsabakalarından dolayı kapatılan telif ve yayın haklarında dolayı kapatılmaları öne sürüyor. Peki bu kişilerin çalışmaları bir şekilde ele geçirilip en ayrıntılı biçimde yayınlansa o zamanda karşı çıkarlar mı? Veya bu kişiler kırılmış program v.s. kullanıyorlar mı? Ben sansüre karşıyım ama işime geldiği gibi değil. Bir hak var ise hakkını arayanın yaptırmış olduğu sansürlemeyi ne kadar hoşuma gitmesede doğru buluyorum. Sorun o sansürlemede değil bizim mevzuatlarda ve hala doğru dürüst bilişim suçları konusunda bir birimin olmaması ile bunlara bakacak mahkemelerin kurulmamasında. Bu nedenle kararı veren makamlar bilgisizce hatta bazen harf hataları ile sansürleme yapabiliyorlar. Bir de bunları yayınlayan site yöneticilerine yaptırım uygulayamama var. Mesela blogger'da yayına sürülen bir blogdaki içeriği kaldırtamayıp tümüyle bloggerı engellemek daha kolay geliyor. Benzer şekilde yıllarca youtube ile yaşandı ve insanlar yine youtube erişti. Ayrıca terör örgülerinin yayınlarına karşı olan sansürlemelerde bir şekilde aşılıyor ama devlet burada herkesin erişmesi yerine ne kadar az kişi erişirse o kadar başarılıdır diye düşünüyor.
Sonuç olarak benim görüşüm Güvenli İnternet seçeneğinin de sunulmasıdır. Umarım ileri ki yıllarda ülkemiz daha iyi duruma gelirde böyle yöntemlere gerek kalmaz. Tam olarak bilgim yok ama benzer uygulamalar yurtdışında da mevcut. Ayrıca biran önce mevcut kanunların ve yetkili kurumların elden geçirilerek haksız yere veya yanlışlıkla sansürlemenin de önüne geçilmesi gerekiyor. Unutmayın ki %100 özgürlük diye birşey yoktur. Genel kural olarak "Bir kişinin özgürlüğü başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter" ve toplum olarak yaşamak bir dizi kuralların olmasını gerektirir. Ayrıca bir şey suç ise nerede işlendiğinin önemi yoktur. Tabi ki engeller aşılır ama herkesin erişmesi yerine sınırlı sayıda kişilerin erişmesi tercih edilir.
Dipnot: Almanya ve İtalya'da internetin filtrelenmesi zorunludur. Uygulama tüm ülke nüfusu tarafından kullanılıyor ve tüm yasal olmayan ve suç barındıran içerikler kaldırılıyor. Avrupa Birliği’ne üye bazı ülkelerde cinsel istismar içeren içerikler zorunlu filtrelemeye maruz kalmaktadır. ABD ve Kanada'da Çocukları İnternetten Korunma Kanunu var. Kanada, Danimarka, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İngiltere gibi bazı ülkelerde yürürlüğe konan öz ve karşılıklı denetim anlaşmaları kapsamında cinsel istismar içeren görseller ve içerikler internet servis sağlayıcılar tarafından filtrelenmektedir.. Yeni Zelanda İç İşleri Bakanlığı Dijital Çocuk Sömürgeciliği Filtreleme Sistemi ile cinsel istismar barındıran zararlı içerikleri engellemek için internet servis sağlayıcılarını desteklemektedir. İngiltere Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Programı filtreleme araçlarına güven inşa etmek adına hizmet veriyor. Daha detaylı bilgi için buraya bakınız.
0 Yorumlar